12 Ekim 2010 Salı

Herşey Moda adına mı?




Kadınların gizli derdi :)
İyi bir moda takipcisi olmak yada Moda kurbanı olmak.
Tarz sahibi olmanın erişilmez mutluluğu :)
Kargo pantolonlar, tişörtler ve spor ayakkabılar,topuklu ayakkabılar ve elbiseler…
Tarz bazı kadınlar için moda biçimi bana göre ise doğru giyim şeklidir. tk

Tarz sahiplerinin sonsuz havası olduğu kesindir ama havanın ne olduğu kelimelerle tarif edilemez, kuvvetini gizeminde hissedersiniz. Tarzı hayal gibi görürüz: Tıpkı Amerikan yüksek mahkeme hakimi Felix Frankfurter'in pornografiyi tarif edişi gibi: 'Biz gördüğümüz zaman biliyoruz ve anlıyoruz'.

1950'de Daisy Fellows, Amerika'nın meşhur modacısı Antonio Castillo'yu Cote d'Azur'deki evine davet etmişti. Lüks yataklı trenle Fransa'nın güneyine ineceklerdi. Tren, gün ağardıktan hemen sonra Cap Martin'e varıyordu. Güneş çıkmadan çok önce Castillo bitişikte yatan Daisy Fellows'un kompartımanından gelen gürültülerle uyanmıştı. İstasyona vardıktan sonra ortaya çıkan Daisy'e neden çok erken uyandığını soracaktı ama vazgeçti, zira Daisy mükemmel giyinmişti ve kusursuz makyajıyla hazırdı.

Castillo, Daisy'e başka türlü sordu: 'Sizi istasyonda bir beyefendi mi karşılayacak?'. 'Sadece şoförüm gelecek' diye cevap verdi Daisy. Castillo 'O halde neden giyiminize ve makyajınıza bu kadar özendiniz de sadece bir güneş gözlüğü takmadınız?' diye sorunca da Daisy 'Kendim için giyinirim. Gördüğünüz gibi, bu bir disiplin meselesidir' dedi...

Evet, disiplin her ne kadar delilik veya kapris gibi görünse de 'terbiye' kelimesinin fonksiyonuyla bitiştiği zaman, tarz edinmenin içeriğindeki unsurlardan birisi olur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder